Multiplmiyelom 'da umut vaat eden yeni tedavilere ulaşmak için lütfen tıklayınız.














Yayınlar
Klinik Araştırmalar
Hasta
Bilgilendirme Toplantıları
Takip edin




A. A.

Kök hücre nakli için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Polikliniğine yatış için işlemlerim yapıldı ve ilaçlar yattığım odadaki dolaba yerleştirildi. Odada televizyon ve bir de refakatçi için koltuk vardı. Yattığım gün ilaca başlanmadı. Ertesi gün sabah olunca kemoterapiye başlandı. Bende bulantılar oluyor ve hiçbir şey yiyemiyordum. Bulantıdan dolayı bayılıyordum. Saçlarım dökülüyordu. Almam gereken ilaçları almakta zorlanıyordum ve bazen de geri çıkarıyordum. Hemşireler ilaçların zorla da olsa alınması gerektiğini söylüyorlardı. Aç olmama rağmen gelen yemekleri yiyemiyordum. Zor da olsa biraz ekmekle yanında birşeyler yemeye çalışıyordum. Ara öğünlerde gelen yoğurdu normalde çok sevmeme rağmen yiyemiyordum.

Sağ dizimin üzerine basamadığım için çok zorlanıyordum. Su içtiğim ve serum aldığım için yarım saatte bir lavobaya gitmem gerekiyordu. Kendi başıma gidemediğim için eşimden yardım istiyordum. Eşim serumu tutuyor ve ben de sağ ayağımın üzerine basmadan yürüteç ile yürümeye çalışıyordum. Günler bu şekilde geçiyordu. İlaçlar bitti. Kök hücre için İbni Sina Hastanesine gittim ve orada kök hücre almak için makineye bağlandım. Kök hücre alındıktan sonra tekrar hastaneye (Hematoloji servisi) döndüm. Kürler bitti. 21 gün hastanede kalmış oldum ve hastaneden ayrıldım.

Hastaneden çıktıktan sonra evde yatarken günde üç defa ayağımın üstüne basmadan yürümeye çalışıyordum. Yemek için mutfağa gidiyordum. Bazen de odada biraz otuyordum. Ancak, kendi başıma oturduğum yerden kalkamadığım için eşimden yardım alıyordum. Bir bardak suyu dahi alamıyordum. Yaklaşlık bir ay sonra Gazi Hastanesinde Radyoterapiye başladım (Kasım 2008). Radyoterapi esnasında otelde kaldığımız için hergün hastaneye gidip geliyorduk. Hastanede her yaşta hastayı (7 yaşında çocuk, genç ve yaşlı) gördükçe üzülüyordum. Ben 43 yaşına kadar hasta olmadığım için çocukların küçük yaşta hasta olmaları beni çok üzüyordu.

Yüksekten inemiyordum. Bir defasında otelde kaldığımız bir gün eşim bir iş için dışarı çıkmıştı (radyoterapi esnasında). Yemek için merdivenlerden aşağıya inmem gerekiyordu. Merdivenler nispeten yüksek olduğu için zorlanıyordum. Bu durumu fark eden Kıbrıslı bir bayan sağolsun kolumdan tutarak inmeme yardımcı oldu. Radyoterapi bitti ve eve geldim. Bu arada koltuk değnekleri ile yürüyordum. Başlangıçta radyoterapinin kemoterapiden daha kolay geçtiğini hissettim. Ancak, eve geldikten sonra baş ağrıları, karın ağrıları ve bulantı başladı.

Bir ay kadar evde kaldıktan sonra Otolog (ifadenin doğruluğundan emin değilim) kök hücre verilmesi için Aralık ayında hastaneye yattım. Bu kez dördüncü kata yattım. Yine ilaçlarım dolaba yerleştirildi. Bu sürecin kemoterapiden biraz daha zor geçeceği doktorum M.B. tarafından söylendi. Ancak, bu süreç bana biraz daha kolay geldi. En azından kemoterapide olduğu gibi bayılmıyordum. Kanaatimce bunun nedeni de vücudum kemoterapiye alışmasıydı. Bununla birlikte bulantılar gene oluyordu ve ilaçları almakta ciddi zorluklar çekiyordum. Altı yedi ilaç karıştırılıp kokteyl yapılarak verildi. Bu şekilde bulantılarım biraz hafifledi. Yine de birşeyler yiyemiyordum.

Kemoterapi bittikten sonra benden alınan kök hücreleri geri verdiler. Bu arada 2008 bitmişti ve 2009 yılına girmiştik. Bir sabah M.B. geldi ve yeni yıla burada girmek varmış dedi. Yemek yiyemediğim için 65 kiloya düşmüştüm. Bazen değerlerim düşüyordu ve kan isteniyordu. Bir gece saat 24:00’te kan verilecekti ve işlenmemiş kanın İbni Sina Hastanesinde işlenmesi gerekiyordu. Eşim bu iş için İbni Sina Hastanesine giderek kanı işlettirip getirdi. 21 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu oldum. Evde herşeyi yiyebilecektim, hazır su içecektim ve yoğurdu kendim yapıp yiyecektim. Eve gideceğim için mutluydum. Eve geldik. Ancak, evde kimse olmadığı için ev soğuktu ve çiçeklerim donmuştu. Ben de annemin evinde kalmaya karar verdim ve üç ay annemin evinde kaldım. Bu sürede evin içerisinde koltuk değnekleri ile yürüdüm. Her geçen gün biraz daha iyileşiyordum. İlaçlarımı düzenli bir şekilde alıyordum.

Ayda bir kontrollere gidiyordum. Sonuçları iyi çıkıyordu. Biraz ev işleri de yapıyordum. Her geçen gün iyileştiğim için ayda bir yapılan kontroller önce 2 aya daha sonra 3 aya ve zaman geçtikçe de 6 ay ve en sonunda 1 yıla çıktı. Artık koltuk değneklerini de bırakmıştım. Aksayarak yürüyordum. Aksayarak da olsa yürümenin çok çok olduğunu düşünüyordum. En azından kendi işlerimi kendim yapabiliyordum.

Bu şekilde her şey iyi giderken iki sene sonra bacağıma takılan protez kırıldı. Hastaney tekrar yatmak zorunda kaldım ve yeni protez takıldı. Öncekine göre yeni protezin boyutları farklı idi. Bu olay üzerine üç ay ayağımın üzerine basamadım ve yatakta yatmak zorunda kaldım. Üç ay sonunda koltuk değnekleri ile yürümeye başladım. Bu süreç çok zor geçti. Daha sonra evin içinde koltuk değneklerini kullanmamaya başladım. Ancak, sokağa çıkarken bir tane koltuk değneği kullanıyordum. Onu da sol bacağım ağrıdığı için kullanıyordum.

Şu anda dışarıda yürürken bir tane koltuk değneği kullanıyorum. Kullanmasam sol bacağım ağrıyor.